Haberler

Başkanımız Hulusi Kalender'in Güneş Gazetesi Röportajı


Türkiye Sakatlar Derneği Gaziantep Şube Başkanı Hulusi Kalender, bir zamanlar ‘hırsızlar’ diye yer verilmeyen sakatlar derneğinin kendisinin başkanlığında, gıpta ile bakılan, bir istihdam merkezi haline geldiğini belirtti. Hulusi Kalender, yaptıkları projelerle 400’ünün üzerinde engellinin istihdam edildiğini belirterek, “’Engelli devletin sırtından insin’ diye proje üzerine proje yapıyoruz. Tüm bu yaptıklarımızı Sayın Valimiz de gelip görmeli, bilmeli, canı gönülden bunu istiyoruz” dedi. Türkiye Sakatlar Derneği Gaziantep Şube Başkanlı ve Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyeliğinin yanısıra birçok yerde, birçok görevi bulunan, girdiği her işin hakkını veren örnek insan, örnek işadamı Hulusi Kalender ile başarılarını, hedeflerini ve bilinmeyenlerini konuştuk. -“Hulusi Kalender kimdir? Engeliniz doğuştan mı, sonradan mı oldu?” “ENGELİMİ PROBLEM ETMEDİM” -“1.5 yaşında çocuk felci oldum. Bir bacağımdan dolayı ortopedik engelliyim ama, bu benim için hiçbir zaman bir problem olmadı.” -“Bu çok güzel. Nasıl bir çocukluk, öğrencilik dönemi geçirdiniz?” “BİSİKLETE BİNDİM, FUTBOL OYNADIM” -“Öğrenim süresince, hele hele okul arkadaşlarım o kadar iyilerdilerki, biz o zaman engelliliğimizi bile bilmiyorduk. Futbol oynadım, bisiklet kullandım, motosiklete bindim. Şu anda arabam var, yüzdüm. Bir sağlam insan ne yapıyorsa hepsini yaptım. Öğrencilik hayatım boyunca arkadaşlarım ne beni ayırt ettiler, ne de ben onlardan geri kaldım. Diğerleri evden çıkmıyordu, herkes çocuğundan utanıyordu. Ama annem bize hem annelik hem babalık yaptı. Annem pazara hep beni gönderirdi, ‘sen iş bitirirsin’ derdi. Çok iyi futbol oynardım, hatta bunu sağlamların içinde oynardım. Gaziantep Lisesi baklava gününe gittiğimde bazı arkadaşlar, ‘senin yüzünden derslerimizden geri kalırdık’ diye o günleri anlatırlar. Hiperaktif biriyim. Ünsal Göksen’le ortaokuldan arkadaşız, bisikletlerimizle Kırkayak sahasına giderdik, ben kaleye geçerdim. Ahmet Uzer benim top arkadaşımdı. Çok iyi top oynardı. Çoğu arkadaşım beni bisikletimle hatırlar. Kırmızı bir bisikletim vardı. Spordan kopmuş biri değilim. Sonra tabi üniversiteye gittim.” -“Üniversite hayatınız nasıl geçti? Orada zorluk yaşadınız mı?” “ÖZÜRLÜLÜĞÜM AKLIMA GELMEDİ” -“Yıldız Üniversitesi’nde Matematik Mühendisliği okudum. Hem okudum, hem çalıştım. Üniversitede okurken boş durmadım, çorap alıp sattım, konfeksiyon iğnesi alıp sattım, Sultanhamam’da bayağı çevrem oldu. Üniversitede faal biriydim. Bölümler arası turnuva düzenledik. Sosyal konularda üniversitede çok öndeydim. Özürlülüğüm hiçbir şekilde aklıma gelmedi. Öğrenciyken evimiz bir spor merkezi gibiydi. Sakıp Özberk’ten Mehmet Şahan’a kadar haftasonunda bizde kalırlardı. Dolu dolu geldik, boş durmadık, hala da durmuyorum.” -“Üniversiteyi bitirdikten sonra sanırım en zoru başlıyor. İş hayatına ne zaman atıldınız, nerelerde çalıştınız. İş bulmada zorluk yaşadınız mı?” “FİZİKSEL ENGELLİ OLDUĞUMU O ZAMAN ANLADIM...” -“ Babamı erken kaybettik. 5 kardeş triko işine girdik. 10 yıl triko makastarlığı yaptım. Üniversiteyi bitirince İstanbul’da 1 yıl çalıştım Gaziantep’e döndüm. 1984 yılında bilgisayar kullanan insan sayısı azdı. Kayseri Hava ikmal Merkez Komutanlığına müracaat ettim. F16’ların bilgisayar programlarını yazmak için gittiğimde, ‘sen niye geldin?’ dediler. Şaşırmıştım ‘niye birşey mi var?’ diye sorduğumda, ‘biz seni alamayız’ dediklerinde, ‘ben askerlik yapmaya gelmedim, bilgisayar programcısı olarak geldim’ dedim. Oraya kadar boşa gitmiştim. Fiziksel engelli olduğumu o zaman anlamıştım.” -“Sonra ne yaptınız?” “SANKO’DA 20 YIL...” -“Gaziantep’e döndüm yıkılmıştım. ‘Sanko’da bir bilgisayar var, kullanamıyorlar, çalıştıramıyorlar’ dediler. Çağırdılar gittim, 128K’lık bir makina. O zaman üstümde amirim yok, ustam yok, Abdulkadir Konukoğlu, 3 aylık denemeyle aldı işe beni. 3 ay sonra gidip ‘tamammı devam mı?’ dedim. 4.ncü firmalarını kurmuşlardı o zaman. Devam ettik. Esas işime geçtim, bilgisayar merkezi kurdum. Bilgi işlem müdürlüğünden sonra, bilgi işlem koordinatörü olarak emekli oldum. Sanko’da tam 20 yıl çalıştım.” -“Spordan kopmadım dediniz. Sporla ilgili neler yapıyorsunuz?” “İKİ TRANSFERİMİZ OLACAK” -“Şu anda Türkiye Bedensel Engelliler Spor Federasyonunda Yüzmeden Sorumlu As Başkanı olarak 4 yıldır görev yapıyorum. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Tekerlekli Sandalye Basketbol Takımı Koordinatörüyüm. bize takviye yapılmasını istiyoruz. Bizde artık Galatasaray’da, Beşiktaş’ta Gaziantepli olarak oynamak istiyoruz. Yetkililer engelliler spor yapsın diyorlar. Ama iş dış transfere gelince, bu sene artık dedikki ‘bize destek olun. Bu gençler aş, ekmek istemiyor, hayat istiyor başarmak istiyor.’ İnşallah iki tane transferimiz var yakında açıklayacağız.” “CELAL DOĞAN, ‘HIRSIZ ONLAR’ DEDİ” -“Sakatlar Derneği Başkanlığı nasıl oldu?” -“Emekli olunca Sakatlar Derneği başkanlığı teklif edildi. O zaman derneğin yeri çok kötüydü, yokuşa karşı bir yer verilmişti. Belediyeleri dolaştık. Celal Doğan, ‘Bana Sakatlar Derneği’ni söylemeyin. Kömür veriyorum kömür satıyorlar, bulgur veriyorum bulgur satıyorlar, hırsız onlar. Ama, Hulusi adaysa destek veririm” dedi. Sakatlar Derneği’nin yerini alıncaya kadar canımız çıktı, meclis üyeleri karşı çıktı, Vali Lütfullah Bilgin devreye girdi. 5 dönüm burası. 10 yıl bize tahsis edildi. Mehmet Bozgeyik burayı emekliler için yapmış.” -“Hedefiniz nedir?” -“Burası evler içinde kaldı. Amacımız engelsiz atölyeler kurmak. Basket oynasınlar, gitar çalsınlar, sosyal hayata karışsınlar. Üretim yapsınlar. Engellilerin sosyal hayata karışması noktasında Asım Güzelbey bir şans. 8 yıldır şuraya insanları taşıyor. Öğle yemekleri veriliyor, yüzlerce kursiyer geçti burada. İstihdam sağlıyoruz. Engelli devletin sırtından insin istiyoruz. 400’den fazla engelliyi işe yerleştirdik. Engelli istihdamı için proje yaptık. Şimdi engelli bulamıyorlar, kontenjan açığı var. 2500 engelli ile görüşme yapıldı. Bunların yüzde 15’i ilkokul, yüzde 17’si okur yazar değil, Yüzde 55 ortaokul görmemiş insanlar var. Mesleki yetersizlik yüzde 80. Sakatlık maaşıyla insan geçinebilir mi? Sodesle proje yaptık. Valimiz bilmeli, engelliler ne yapıyor, ne kadar engelliyi istihdama katmışız? Ben 3 defa gittim, sayın valimiz daha gelmedi. Kurslar açıyoruz. Şu anda kursiyerlerimiz Çağdaş Baklava, Seç Baklava, Şirvan Baklava, Lord Kuruyemiş’e bezden hedilelik çantalar yapıyorlar. SANKO, GSO, GTO destek veriyor. Terlik kursu açıyoruz. Çalıştıkları için katkı da veriyoruz. Engelsiz atölyeler üretim tüketim kooperatifi kurduk. Şehitkamil, Şahinbey belediyeleri duyarlı. Şehitkamil Kaymakamı, Hacer Özdil’e teşekkür ediyorum.” -“Engelliler için çıkarılan yasadan sonra belediyeler üzerlerine düşeni yaptılar mı?” “GAZİANTEP ŞANSLI BİR ŞEHİR” -“Şimdi bu hükümetin engelli toplumuna yaptığı en güzel olaylardan bir tanesi özürlüler yasasıydı, aslında yasanın adıda çirkin. Devlet hala özürlü kelimesini kullanıyor, isimlere pek takılmıyoruz ama, o zaman Ak Parti İl başkanı Ökkeş Eruslu, bir toplantı yaptı, beni de çağırdı. Ben toplantıda söz alarak “Bu yasayı okudum. Yasada 7 yıl içerisinde yerel yönetimler ve belediyeler imarla ilgili, engellilerin yaşamını kolaylaştıracak tüm düzenlemeleri yapmak zorundaydı. Ben, ya yapılmazsa, bunun muhatabı kim olacak? diye sormuştum. Bütün engelliler sormuştu. O zaman yasa çıktı ama içi boştu. Sonradan dolduruldu, çok güzel yerlere geldi. 7 yıl geçti ve yapılmadı. Yinede biz şanslıyız. Bu şehirde bir değişim var, tam değil. Ama hala 81 ilde engelliyi makamına koymayan, makamını bile düzeltemeyen o kadar şehir ve belde varki. Mücadelenin Türkiye çapında yapılması lazım. Belediyelerle karşı karşıya gelecektik, 3 yıl daha uzattılar. Bugün Gaziantep şanslı bir şehir. Bir Şahinbey Belediye Başkanı Mehmet Tahmazoğlu ve Şahinbey kaymakamlığı yılda 200-300 tane akülü araç dağıtıyor. Dejenere etmeyen bir sistem var Antep’te, biz bunu destekliyoruz. İyi niyetli iyileştirmeler yapıldı. Belediye başkanının görevi değil, fen işlerinin görevi kaldırımı engellilere uygun yapmak. Ama her zaman fatura belediye başkanına çıkar. Kaldırımların engellilerin kullanabileceği hale getirilmesi sadece engellilerin sorunu değil. hamile, yaşlısı da düşünülmeli. Toplum bilincini geliştirmek önemli. Sistem çabuk çözülür. Bir Tahmazoğlu çıkıp, bir kaldırım uygulamasında işçiyi bir sandalyeye oturtup empati yapacaksın dese. Ya da, raylı sistem geldi istasyonları güzel yaptık ama engelliler düşünülmemiş. Allah’tan yeni gelecek vagonlarda merdiven düz olacak.. Kaldırımların iniş ve çıkış olması lazım. Kimlik mağazasının önünü ara geçişi yapıyorsunuz, Ticaret odasına giderken kaldırıma çıkış yok. Orayı yaptılar. Şu anda demir dikeçler dikiyorlar, ‘bunu da yapmayın, insanlar düşerler, karınlarına saplanır, sakatlığa meydan vermeyin, naylon olsun’ dedik.” -“Celal Doğan’ın hırsız diye nitelediği bir derneğe başkan olduktan sonra neler değişti bu dernekte?” “VİZYONU DEĞİŞTİRDİK” -“Sakatlar derneği olarak vizyonu değiştirdik. Eskiden gıda için burayı doldururlardı, şu anda tek tek insanlara soruluyor gıda ihtiyacınız varmı? diye çok onurlu bir toplum çıkmaya başladı. Sakatlık maaşı var, evde bakım ücreti var, her türlü ihtiyacı karşılanan ve sonunda sahip çıkılan bir birim var.” -“Engelliler spor yaparken ne gibi zorluklar yaşadı veya yaşıyor?” “BİZE SALON VERMEDİLER” -“Yerler çizilir diye bize salonlarını vermediler. Salon yöneticileri salon vermediler. Özürlüler yasasına göre hakkımızdı. Şehrin düzenini bozmamak için sustuk. Sonradan verdiler. Yüzme havuzlarının ücretsiz kullandırılması lazım, yüzmeye teşvik edilmesi lazım. Normal vatandaş gibi bizde paramızla giriyoruz. Hülya Akkaya bize her fuarda ücret almadan stand veriyor. Böyle bilinçli insanlarda var.” -“Sizi neler rahatsız eder? Nelerden yakınırsınız?” “BİR BACAĞI EKSİK DİYE SUYU EKSİK Mİ İÇİYOR?” -“Hayatta hiç yakınmadım, iş adamıyım. Çalışıyorum, üretiyorum. Ama bir anımı anlatmak istiyorum. İstanbul şu anda tam bir engelsiz şehir. Bu Başbakan’ın belediye başkanlığında attığı tohumlar. Eşimle İstanbul’a gittim, uçaktan inip metroya binmek için geldiğimde baktımki kapıyı açtılar, kimlik kartın var mı? dediler ‘var’ dedim. ‘Senin İstanbul’da herşeyin bedava’ dediler. Çok utandım o zaman ilk defa jetonsuz geçiş yaptım. Ben aslında şuna da karşıyım engelliye su indirimine karşıyım. Çalıştıralım, maaşını verelim, oda devlete suyun parasını tam ödesin. Yani bir bacağı sakat oldu diye suyu eksik mi içiyor? Ben bunu her yerde söylüyorum, Kalkınma Ajansında Devlet Planlamadan geldiler onlara söylüyorum, artık Rektör Yavuz Coşkun bile öğrendi, ‘bu engellilere neden indirim yapılıyor?’ diye soru soruyor. Otobüste niye indirim yapıyorsun otobüs yarım mı, ona işte ulaşımı sağlayamadığı için yapıyor, oda alışmış, ‘otobüsler bana neden bedava değil’ diyor. Kardeşim sen çalışıyorsun.” “Dernek başkanlığı dışında iş hayatınız nasıl gidiyor?” “İŞİME HAKİM BİRİYİM” -“500 tane konut yaptım. Kooperatif başkanlıkları yaptım. Kendi işimden dolayı inşaat işini bıraktım ama sınırlı sorumlu Celal Doğan’ın kurmuş olduğu Güneykent Kooperatifler Birliği Üst Birlik başkanıyım. Ticaret odası meclis üyesiydim, milletvekili aday adaylığı için oradan ayrıldım ama şu anda GTO meslek komite başkanıyım. Bilişim Derneği il Temsilcisiyim. Bilişim şirketim var, bir kooperifte yine başkanlık yapıyorum. Bedensel Engelliler Spor Federasyonunda As Başkanlığım var. İşime hakim biriyim. “ -“Hedefiniz nedir, genel başkanlık için isminiz geçiyor?” “YETKİ VERMEM, BAŞIMA ÇOK İŞ AÇTI” -“Ekibimle yaparım herşeyi ben yapmam. Yetki ve sorumluluk verdiğimden dolayı başıma çok iş geliyor. ‘Ben’ yok, ‘biz’ var. Ben buradan maaş almıyorum, gönüllü olarak çalışıyorum. Çok şükür 52 yıllık derneğe hiçbir genel başkan düşünememiş ama ben sakatlar kelimesinin marka tescilini yaptırdım. Bununda gururunu yaşıyorum. Artık Türkiye’de sakatları kullanarak gazete satamazlar. Biz Gaziantep olarak markada ilk sosyal derneği de kurduk. Türkiye’ye örnek olduk. Genel başkanlıkta gözüm yok. İşimde büyümem lazım. Elektronik imza sunuyorum ıslak imza kalkıyor. “ Röportaj:MERAL KINACILAR/Gaziantep Güneş Gazetesi