Yüzünde ve vücudunda görülen şekil bozukluklarından dolayı insanlar ondan hep bakışlarını kaçırıyordu,kızlar metrelerce uzağından geçiyorlardı.O duygusal manada kimseyi sevemezdi.Çünkü o çirkin ve de kamburdu.Kim niye sevsin ki hem.Her sabah kalktığında aynaya baktığında o çirkin yüzü,vücudu görmek onun için ızdırap verirdi.Hem bir peride yok tu ki bu dünyada tek dileğini sorsaydı, O da söyleseydi benim yüzümü-vücudumu güzelleştir diyebilseydi.Ortalıkta bir peride olmadığına göre yaşamanında anlamı yoktu belkide.Hayata küsmeliydi çekip gitmeliydi; kimsenin olmadığı,kimsenin ona bakmadığı bir yere gitmeliydi.Hem orada aynalarda yoktu,kendini görüp ızdırap çekeceği...
Yukarıda anlatılanlara konu çok güzel yaşanmış bir hikayemiz var.Daha önce biryerlerde rastlamış olabilirsiniz ama engelli kavramını gözünüzde bir daha canladırarak okumanızı tavsiye ederim.
İşte hikayemiz:
Moses Mendelssohn hiç yakışıklı bir adam değildi. Çok kısa boyunun olmasının yanı sıra, çok garip bir de kamburu vardı. Moses Mendelssohn, günün birinde Hamburg da yaşayan bir işadamını ziyarete gitti.
İşadamının, Frumtje adında çok güzel bir kızı vardı. Moses, bu güzel kıza umutsuz bir aşkla tutuldu. Fakat güzel kız onun çirkin görüntüsünden ürkmüştü. O nedenle, değil onun sevgisine karşılık vermek, yüzüne bile bakmak istemiyordu.
Ayrılma zamanı geldiğinde Moses, güzel kızın üst kattaki odasına çıktı ve tüm cesaretini toplayarak onunla son kez konuşma girişiminde bulundu. Kızın güzelliği öylesine olağanüstüydü ki, bir an için onun cennetten geldiğini bile düşündü.
Fakat kızın, başını kaldırıp da yüzüne bakmamaktaki direnci, Moses i çok üzdü. Güçlükle başarabildiği konuşması sırasında çirkin aşık, bu güzel kıza bir soru sordu: "Evliliklerin kutsal bir özelliği olduğuna inanır mısınız?" dedi.
"Elbette" diyerek yanıtladı güzel kız ve gözlerini yine kaldırmayıp Moses in yüzüne yine bakmadan, kendi de ona bir soru sordu: "Peki ya siz?"dedi."Siz inanır mısınız buna?"
Moses bir an bile duraksamadı: "Evet,ben de inanırım" dedi ve ekledi: "Biliyor musunuz? Her erkek çocuğu doğduğunda Tanrı,onun evleneceği kızı belirlermiş. Benim doğumumda da,benim evleneceğim kız belirlenmiş ve bana Senin karın kambur olacak demiş.O zaman ben bir istekte bulunmuşum Tanrı dan.
Tanrım, kambur bir kadın bir trajedi olur. Lütfen onun kamburluğunu bana ver ve onu güzel bir kadın yap demişim." Moses in bu sözlerinden sonra Frumtje gözlerini yerden kaldırdı, onun gözlerinin içine baktı ve elini uzatIp, Moses in elini tuttu.Ve daha sonra da onun, sevgili eşi oldu.
Bu anlatılanlar bir "peri masalı" değil, ünlü Alman besteci Mendelssohn un büyükbabası ile büyükannesinin evlenmelerinin öyküsüdür.